Sinekli Kola
Değişik ülkelerden gelmiş insanlar bir masaya oturup kola isterler.Kolalar gelince bakarlar ki, bardaklarında bir kara sinek var.
İsveçli ayni bardakta yeni kola getirmesini ister.
İngiliz yeni bardakta yeni kola ister.
Finlandiyalı bardaktan sineği alır ve kolayı içer.
Rus kolayı sinekle içer.
Çinli sineği yer fakat kolayı içmez.
Yahudi sineği yakalar ve Çinliye satar.
Yunanlı kolanın 2/3 ünü içer ve yeni kola ister.
Norveçli sineği yakalar ve yem olarak kullanıp balığa çıkar.
İrlandalı sineği ezer kolaya karıştırır ve İngiliz'e satar.
Amerikalı lokantaya tazminat davası açar ve 65 milyon dolar tazminat talep eder.
TÜRK başka gören yoksa sesini çıkarmaz, varsa da olayı şiddetle kınar.
26 Nisan 2008 Cumartesi
Kamuflaj
Askerde kamuflaj yarışması var... Herkes cuvallara giriyor,, komutan gelip tekme atıyor onlarda hayvan sesleri çıkarıyorlar komutan onaylıyor... Birinci çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor köpek çuvalı.... İkinci çuvala vuruyor, miyav miyav.. Komutan gene beğeniyor.. Böyle on onbeş çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapıyorlar... Enson çuvala vuruyor ses yok... Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok... Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin... Çuvaldan kan sızmaya başlıyor.. Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses: "Patateeeeeees, Patateeeeeees!!!"
Dilenci
Adamın biri bir gün yolda giderken bir dilenciye rastlar. Dilenciye bir para verir ve al bununla bir sigara alırsın der. Dilenci "beyim ben hiç sigara içmem" der. Bunun üzerine adam o zaman bir bira içersin der. Dilenci "ben ağzıma içki koymam" der. Sen de o zaman bir altılı oynarsın. Dilenci "beyim ben hiç kumarda oynamam" deyince adam o zaman al bu parayı ve bizim eve gel der. Dilenci neden olduğunu sorar. Adam "Karım seni bir görsün içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamın hali ne oluyor."
Savaş Gemisi
Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alıyormuş. Derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık farketmiş. Hemen karşı tarafa sinyal göndererek şu mesajı geçmiş: -"Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz" Karşıdan anında cevap gelmiş:
-"Sen rotanı 30 derece batıya çevir!" Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, mesajı tekrarlamış:
-"Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!" Karşıdan cevap:
-"Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!"
Komutan öfkeden küplere binmiş, bir mesaj daha yollamış.
-"Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece batıya çevir!"
-"Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece doğuya çevir."
Komutan, o kadar sinirlenmiş ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emretmiş ve son kez bir mesaj göndermiş: -"Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız."
-"Burası da bir deniz feneri.. Sen rotanı bir an önce 30 derece doğuya çevirmezsen birazdan kayalara çarpacaksın"
-"Sen rotanı 30 derece batıya çevir!" Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, mesajı tekrarlamış:
-"Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!" Karşıdan cevap:
-"Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!"
Komutan öfkeden küplere binmiş, bir mesaj daha yollamış.
-"Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece batıya çevir!"
-"Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece doğuya çevir."
Komutan, o kadar sinirlenmiş ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emretmiş ve son kez bir mesaj göndermiş: -"Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız."
-"Burası da bir deniz feneri.. Sen rotanı bir an önce 30 derece doğuya çevirmezsen birazdan kayalara çarpacaksın"
Yine Kârdayız
Ücüncü Boğaz KöPage Ranküsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı sırada kurdela kesilirken köPage Rankü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek harakiri yapmış.
Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: '
'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...'
Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: '
'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...'
Sirk
Ruslar, Kırşehir'de gösteri yapmak için bir sirk getirmiş.
Sirk gösterilerinin başlamasına kısa bir zaman kala maymun ölmüş. Yenisini getirmeleri mümkün olmadığından, çare aramaya başlamışlar. Sonunda bir Kırşehirli'ye maymun kıyafeti giydirmeye karar vermişler ve hiç konuşmaması için sıkı sıkı uyarmışlar.
Kırşehirli, kafesine geçip, hoplayıp zıplamaya, çocukların attıkları fıstıkları yemeye başlamış. Kendisini o kadar kaptırmış ki, zıplarken, birden yandake aslan kafesine düşmüş. Can havliyle 'imdaaat' diye bağırmaya başlamış. Aslan, Kırşehirli maymunun kulagına eğilip 'Çaktırma lan, sus. Ben de Kırşehirli'yim' demiş.
Sirk gösterilerinin başlamasına kısa bir zaman kala maymun ölmüş. Yenisini getirmeleri mümkün olmadığından, çare aramaya başlamışlar. Sonunda bir Kırşehirli'ye maymun kıyafeti giydirmeye karar vermişler ve hiç konuşmaması için sıkı sıkı uyarmışlar.
Kırşehirli, kafesine geçip, hoplayıp zıplamaya, çocukların attıkları fıstıkları yemeye başlamış. Kendisini o kadar kaptırmış ki, zıplarken, birden yandake aslan kafesine düşmüş. Can havliyle 'imdaaat' diye bağırmaya başlamış. Aslan, Kırşehirli maymunun kulagına eğilip 'Çaktırma lan, sus. Ben de Kırşehirli'yim' demiş.
Ayakkabı
Bir Kırşehirli ayakkabı almak için mağazaya gitmiş. Denediği ve beğendiği ayakkabılardan birisinin ayağını sıktığını söylemiş. Mağaza sahibi de 'Bir hafta sonra açılır' demiş. Kırşehirli, 'İyi o zaman, ben bir hafta sonra gelip alayım' demiş.
Paraşütçü
Kırşehirli iki arkadaş askere gitmişler ikisi de paraşütçü olmuş. Belli bir eğitim gördükten sonra paraşütle deneme yapıyorlarmış. İkisi de uçaktan atlamışlar. Ellerinde yüksekliği gösteren bir alet varmış. Arkadaşlardan birisi alete bakarak sayıyormuş.'250,200,150,100,90,80,70,60,50,40,30,2 0 açmasak da olur. Geldik'
Fotoğraf
Resmi bir daireden, Kırşehirli birisinden 12 fotoğraf isterler. Kırşehirli, yanında 6 fotoğraf olduğunu söyler. Görevli, 'Onları ver, arkadan 6 fotoğraf daha getir' der.
Bunun üzerine Kırşehirli, biraz sonra enseden çekilmiş 6 fotoğrafı, görevliye getirir.
Bunun üzerine Kırşehirli, biraz sonra enseden çekilmiş 6 fotoğrafı, görevliye getirir.
Posta
Bir fakir Kırşehirli paraya çok sıkışmış. Her türlü çareye başvurmuş, yardım eden olmamış.
Son çare olarak, 'Allah, sıkışan kuluna yardım eder' inancından hareketle, Allah'a mektup yazmaya karar vermiş. 'Cenab-ı Allah Yüksek Katına' diye başlamış ve 'Allah'ım ne olur bana bir yüz milyon lira gönder' diye bitirmiş. Zarfın üzerine de 'Esirgeyip bağışlayan Yüce Allah' diye yazıp postaya vermiş.
Postacılar mektupları ayırırken, gitmesi mümkün olmayan adresi görünce açmışlar. Mektup sahibine acımışlar ve aralarında para toplayıp yardım etmeye karar vermişler. Ama, ancak 80 milyon lira toplayabilip, göndermişler. Parayı alan Kırşehirli, hemen Allah'a bir mektup daha yazmış.
Postacılar, 'Allah' adresli iknici mektubu açmışlar. Kırşehirli şöyle yazıyormuş:
'Allah'ım gönderdiğin parayı aldım, teşekkür ederim. Ama, bundan sonra para gönderirken, Meleklerinle gönder, hırsız postacılar gönderdiğiniz paranın 20 milyon lirasını çalmışlar.'
Son çare olarak, 'Allah, sıkışan kuluna yardım eder' inancından hareketle, Allah'a mektup yazmaya karar vermiş. 'Cenab-ı Allah Yüksek Katına' diye başlamış ve 'Allah'ım ne olur bana bir yüz milyon lira gönder' diye bitirmiş. Zarfın üzerine de 'Esirgeyip bağışlayan Yüce Allah' diye yazıp postaya vermiş.
Postacılar mektupları ayırırken, gitmesi mümkün olmayan adresi görünce açmışlar. Mektup sahibine acımışlar ve aralarında para toplayıp yardım etmeye karar vermişler. Ama, ancak 80 milyon lira toplayabilip, göndermişler. Parayı alan Kırşehirli, hemen Allah'a bir mektup daha yazmış.
Postacılar, 'Allah' adresli iknici mektubu açmışlar. Kırşehirli şöyle yazıyormuş:
'Allah'ım gönderdiğin parayı aldım, teşekkür ederim. Ama, bundan sonra para gönderirken, Meleklerinle gönder, hırsız postacılar gönderdiğiniz paranın 20 milyon lirasını çalmışlar.'
Hepsi Eriyor
Deli , kahveye girdiğinde soluk soluğadır. Boş bir masaya oturup ocağa seslenir;
- Bana bir çay !
Çay gelir, şekerleri atıp karıştırır. Garsonadan yine şeker ister. Onları da atıp karıştırır, yeniden ister. Garson;
- Sekiz şeker koydunuz çaya, der şaşkın şaşkın,
- Koydum ama , işte görüyürsun, hepsi eriyor
- Bana bir çay !
Çay gelir, şekerleri atıp karıştırır. Garsonadan yine şeker ister. Onları da atıp karıştırır, yeniden ister. Garson;
- Sekiz şeker koydunuz çaya, der şaşkın şaşkın,
- Koydum ama , işte görüyürsun, hepsi eriyor
İmamların Maçı
Trabzonlu imamlar kendi aralarında maç yaparlarmış ama ne hikmetse hep merkez imamlarının takımı maçı kaybedermiş. Bir gün merkezin hocalardan biri demiş ki: -Böyle olmayacak. En iyisi biz Trabzonspor'lu Hami'ye rica edelim gelsin takımda oynasın.Soran olursa merkez camii imamı Hami Hoca deriz demiş. Hami'den rica etmişler. Hami de kabul etmiş. Maç oynanmış ama merkezin imamları yine mağlup olmuşlar. Maç dönüşü merkez imamlarının arkadaşlarından biri sormuş:
-Hoca bu hafta kazandık değil mi?
-Malesef 2-1 yenildik
-Yapma ya nasıl olur Hami oynamadı mı?
-Oynadı ve bizim golümüzü de o attı
-Peki onların gollerini kim attı?
-Roberto Carlos Hocayla, Ronaldo Hoca
-Hoca bu hafta kazandık değil mi?
-Malesef 2-1 yenildik
-Yapma ya nasıl olur Hami oynamadı mı?
-Oynadı ve bizim golümüzü de o attı
-Peki onların gollerini kim attı?
-Roberto Carlos Hocayla, Ronaldo Hoca
İyilik
Okulda öğretmen çocuklardan hafta sonu bir iyilik yapıp gelmelerini ister..Sınıftada 3 afacan çocuk vardır.. Hafta başı gelince öğretmen sırayla herkese ne tür iyilikler yaptıklarını sormaya başlar.. Sıra bizim afacanlara gelmiştir..
Ali'ye sorar: Ali söyle bakalım sen nasıl bir iyilik yaptın..?
Ali övünerek: Hocam yaşlı bir bayanın karsiya geçmesine yardım ettim der.
Öğretmen: Aferin der..
Sıra Veli'ye gelir: Onada aynı soruyu sorar..
Veli'de: Hocam bende Ali'ye yardım ettim..Yaşlı bayanı karşıya geçirdik..
Öğretmen : Peki hala der..
Sıra Osman'a gelir.. Aynı soruyu onada sorar..
Osman'da: Hocam bende Ali ile Veli'ye yardım ettim, Yaşlı bayanı karşıya geçirdik..
Hoca biraz düşünür ve sorar:
-Neden üçünüzde aynı kişiye yardım ettiniz peki?
Çocuklar hep bir agizdan:
-Hocam, yaşlı kadın karşıya geçmek istemeyince üçümüz bile az geldik, ne diyonuz siz?
Ali'ye sorar: Ali söyle bakalım sen nasıl bir iyilik yaptın..?
Ali övünerek: Hocam yaşlı bir bayanın karsiya geçmesine yardım ettim der.
Öğretmen: Aferin der..
Sıra Veli'ye gelir: Onada aynı soruyu sorar..
Veli'de: Hocam bende Ali'ye yardım ettim..Yaşlı bayanı karşıya geçirdik..
Öğretmen : Peki hala der..
Sıra Osman'a gelir.. Aynı soruyu onada sorar..
Osman'da: Hocam bende Ali ile Veli'ye yardım ettim, Yaşlı bayanı karşıya geçirdik..
Hoca biraz düşünür ve sorar:
-Neden üçünüzde aynı kişiye yardım ettiniz peki?
Çocuklar hep bir agizdan:
-Hocam, yaşlı kadın karşıya geçmek istemeyince üçümüz bile az geldik, ne diyonuz siz?
Meslek
Birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının mesleklerini soruyordu :
-Söyle bakalım Tuna, baban ne iş yapıyor? Tuna :
-Otobüsleri kaldırıyor efendim, dedi. Bir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu:
-Pekiyi anlayamadım, neymiş babası? Arkadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi:
-Vinç miş, vinç!
-Söyle bakalım Tuna, baban ne iş yapıyor? Tuna :
-Otobüsleri kaldırıyor efendim, dedi. Bir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu:
-Pekiyi anlayamadım, neymiş babası? Arkadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi:
-Vinç miş, vinç!
3 Zarf
Şirkette eski genel müdür kovulmuş, yeni bir genel müdür atanmıştı. Eski müdür görevi devrederken, yenisine tavsiyelerde bulundu ve 3 adet zarf verdi. Her biri numaralanmıştı. Eski müdür yenisine ileride her başı sıkıştığında bir zarfı açmasını söyledi. Ve yeni müdür işe başladı. Altı ay işler yolunda gitti. Fakat sonra satışlar birdenbire düştü. Ne yapacağını bilemeyen yeni müdür, en sonunda 1. zarfı açtı. Zarfta şöyle yazıyordu:
- Kendinden önceki müdürü suçla... Yeni müdür hemen bir basın toplantısı ayarladı ve sorunlar için kendinden önceki müdürün politikalarını suçladı. Basın ve borsa bu açıklamalara olumlu baktı, şirket hisseleri toparlandı, bu arada da satışlar düzeldi... İşler bir süre daha yolunda gitti. Fakat sonra üretim sorunları çıktı. Önceki olaydan tecrübeli yeni müdür gecikmeden 2. zarfı açtı. zarfta şu yazıyordu:
- Şirketi yeniden organize et. Yeni müdür reorganizasyonu uygulamaya koydu, sorun çözüldü. Bir süre sonra işler yine bozuldu. Yeni müdür koşa koşa gitti ve 3. zarfı açtı:
- 3 zarf hazırla...
- Kendinden önceki müdürü suçla... Yeni müdür hemen bir basın toplantısı ayarladı ve sorunlar için kendinden önceki müdürün politikalarını suçladı. Basın ve borsa bu açıklamalara olumlu baktı, şirket hisseleri toparlandı, bu arada da satışlar düzeldi... İşler bir süre daha yolunda gitti. Fakat sonra üretim sorunları çıktı. Önceki olaydan tecrübeli yeni müdür gecikmeden 2. zarfı açtı. zarfta şu yazıyordu:
- Şirketi yeniden organize et. Yeni müdür reorganizasyonu uygulamaya koydu, sorun çözüldü. Bir süre sonra işler yine bozuldu. Yeni müdür koşa koşa gitti ve 3. zarfı açtı:
- 3 zarf hazırla...
Microsoft & General Motors
Bu gerçek bir olay. Geçmiş yıllardaki bir COMDEX bilişim fuarında Bill Gates Bilgisayar endüstrisi ile araba endüstrisini kıyaslarken "Eğer General Motors araba teknolojisini bilgisayar teknolojisi kadar geliişmiş tutsaydı, hepimiz 25 dolara satın alınabilen ve bir litre benzinle bin kilometre yapan arabalar kullanıyor olurduk" demesiyle başlamış. Bunun üzerine General Motors bir basın bildirgesi hazırlamış ve bu bildirge General Motorsdan bay Welch tarafından okunmuş. Eğer General Motors teknolojiyi Microsoft gibi geliştirseydi şu karakteristiklerde arabalar kullanıyor olurduk:
- Yol çizgilerinin her boyanışında yeni araba almak zorunda kalırdınız
- Arabanız anayolda yoktan yere sık sık stop ederdi, siz de bunu doğal kabul eder, arabayı yeniden çalıştırır ve yolunuza devam ederdiniz
- Çoğu zaman manevra yaparken arabanız stop eder ve tekrar çalışmazdı ve siz de motoru yeniden taktırmak zorunda kalırdınız. Her nedense bunu da doğal kabul ederdiniz.
- Macintosh güneş enerjisiyle hareket eden, iki kat daha güvenilir, beş kat daha hızlı, iki kat daha kolay kullanılan bir araba yapardı, ama bu araba Microsoft tekelinden dolayı yolların ancak yüzde beşinde gidebilirdi.
- Yağ, Isı, Benzin ve Sinyal göstergelerinin yerini tek bir "Genel Araba Hatası" göstergesi alırdı
- Kaza anında Hava Yastığı açılmadan önce sorardı: "Emin misiniz?"
- Eğer yeni bir araba almaya gücünüz yetmezse arkadaşınızınkini ödünç alıp kopyalardınız
- Yeni bir araba aldığınızda çalışmaya başlaması için bir hafta boyunca ateşleme sistemi ayarlarıyla uğraşmanız gerekirdi
- Eğer bir kaza geçirseydiniz, nasıl olduğu hakkında en ufak bir fikriniz olamazdı
- Microsoft arabalarına koyacağı, ama diğer arabalarda çoktandır olan "Yeni" özelliklerle ilgili tantana yapardı
- Yol çizgilerinin her boyanışında yeni araba almak zorunda kalırdınız
- Arabanız anayolda yoktan yere sık sık stop ederdi, siz de bunu doğal kabul eder, arabayı yeniden çalıştırır ve yolunuza devam ederdiniz
- Çoğu zaman manevra yaparken arabanız stop eder ve tekrar çalışmazdı ve siz de motoru yeniden taktırmak zorunda kalırdınız. Her nedense bunu da doğal kabul ederdiniz.
- Macintosh güneş enerjisiyle hareket eden, iki kat daha güvenilir, beş kat daha hızlı, iki kat daha kolay kullanılan bir araba yapardı, ama bu araba Microsoft tekelinden dolayı yolların ancak yüzde beşinde gidebilirdi.
- Yağ, Isı, Benzin ve Sinyal göstergelerinin yerini tek bir "Genel Araba Hatası" göstergesi alırdı
- Kaza anında Hava Yastığı açılmadan önce sorardı: "Emin misiniz?"
- Eğer yeni bir araba almaya gücünüz yetmezse arkadaşınızınkini ödünç alıp kopyalardınız
- Yeni bir araba aldığınızda çalışmaya başlaması için bir hafta boyunca ateşleme sistemi ayarlarıyla uğraşmanız gerekirdi
- Eğer bir kaza geçirseydiniz, nasıl olduğu hakkında en ufak bir fikriniz olamazdı
- Microsoft arabalarına koyacağı, ama diğer arabalarda çoktandır olan "Yeni" özelliklerle ilgili tantana yapardı
Kızılderili
Nasa, 1966 yılı civarında aya gidecek Apollo astronotlarını eğitmek için kızılderili rezervasyonu sınırlarında bulunan ve ortamı ay yüzeyine çok benzeyen Tuba City e götürmüş. Astronotlar çalışmaya başlamış. Acayip görünümlü kamyonların arasında sadece 2 uzay giysili astronot görünüyormuş uzaktan. Yakınlarda da yaşlı bir Navajo çobanı ile oğlu koyun otlatıyormuş. E iki astronot dikkatlerini çekmiş izlemeye başlamışlar. Bu arada da bazı Nasa personeli onları farketmiş ve yanlarına gelmiş. Çoban ingilizce bilmediği için oğlu aracılığıyla o iki acaip adamın ne olduğunu sormuş. Nasa personeli de "O adamlar aya gidecek astronotlar, eğitim yapıyorlar" deyince Çoban çok heyecanlanmış ve astronotlarla aya bir mesaj yollaması mümkün mü diye sordurmuş oğluna. Nasa personeli bunun çok orijinal bir şey olacağını düşünüp bir koşu teyp getirmişler ve adamın mesajını Navajoca teybe kaydetmişler. Mesaj kayıdı bitince Nasa personeli çocuktan babasının mesajını tercüme etmesini istemiş ama çocuk reddetmiş. Daha sonra Kızılderili rezervasyonunda birçok kişiye yanaşmışlar, her biri önce "Cık cık cık" demiş sonra da mesajı tercüme etmeyi reddetmiş. Ama en sonunda eline para sıkıştırılınca bir genç yaşlı adamın mesajını tercüme etmiş:
- Bu heriflere dikkat edin, topraklarınızı çalmaya geldiler
- Bu heriflere dikkat edin, topraklarınızı çalmaya geldiler
Süpermen
İki adam New Yorktaki Empire State binasının tepesindeki barda oturuyorlarmış. Biri diğerine dönmüş:
- Biliyor musun geçen hafta şunu keşfettim; Bu binanın etrafında öyle kuvvetli rüzgarlar var ki, tepesinden atlıyorsun aşağı, 10. Kata kadar düşüyorsun, sonra rüzgar o kadar kuvvetleniyor ki seni döndürüp 10.Kat penceresinden içeri atıyor...Barmen bunu duyunca kafasını olumsuz bir şekilde sallamış. Öbür adam demiş ki:
- Yahu sen deli misin olacak şey değil şu dediğin..
- Yok kesinlikle oluyor denedim ben. İstersen şimdi göstereyim sana.
Ve adam kalkmış bardan, gitmiş pencereye, yallah atlamış aşağı. 10.Kata yakınlaşınca birdenbire pencereden içeri doğru kayıvermiş. Sonra da asansöre binip yukarı, bara çıkmış. Öbür adam demiş ki:
- Yahu gördüm ama bu bir sefer olacak bir şeydi bir daha olmaz
- Olur olur bir daha göstereyim bak...
Ve adam yine cumburlop aşağı atlamış. Yine 10. kat civarında rüzgar adamı pencereden içeri atıvermiş. Adam bara dönünce öteki adama deneyip görmesini söylemiş. Öbür adam:
- Haydi bakalım. Hakkaten işe yarıyor demek. Bir deneyeyim...Demiş ve pencereden aşağı atlamış. Direk aşağı uçarken 11. katı geçmiş, 10.kat, 9.kat, 8.kat derkent taakk diye kaldırıma yapışmış. Yukarıda barda barmen birinci adama dönmüş ve:
- Süpermen, içince eşşoğlueşşeğin teki oluyorsun...
- Biliyor musun geçen hafta şunu keşfettim; Bu binanın etrafında öyle kuvvetli rüzgarlar var ki, tepesinden atlıyorsun aşağı, 10. Kata kadar düşüyorsun, sonra rüzgar o kadar kuvvetleniyor ki seni döndürüp 10.Kat penceresinden içeri atıyor...Barmen bunu duyunca kafasını olumsuz bir şekilde sallamış. Öbür adam demiş ki:
- Yahu sen deli misin olacak şey değil şu dediğin..
- Yok kesinlikle oluyor denedim ben. İstersen şimdi göstereyim sana.
Ve adam kalkmış bardan, gitmiş pencereye, yallah atlamış aşağı. 10.Kata yakınlaşınca birdenbire pencereden içeri doğru kayıvermiş. Sonra da asansöre binip yukarı, bara çıkmış. Öbür adam demiş ki:
- Yahu gördüm ama bu bir sefer olacak bir şeydi bir daha olmaz
- Olur olur bir daha göstereyim bak...
Ve adam yine cumburlop aşağı atlamış. Yine 10. kat civarında rüzgar adamı pencereden içeri atıvermiş. Adam bara dönünce öteki adama deneyip görmesini söylemiş. Öbür adam:
- Haydi bakalım. Hakkaten işe yarıyor demek. Bir deneyeyim...Demiş ve pencereden aşağı atlamış. Direk aşağı uçarken 11. katı geçmiş, 10.kat, 9.kat, 8.kat derkent taakk diye kaldırıma yapışmış. Yukarıda barda barmen birinci adama dönmüş ve:
- Süpermen, içince eşşoğlueşşeğin teki oluyorsun...
Öğrenci Yurdu
Üniversitede dönemin ilk gününde Rektör yeni gelenleri toplamış, üniversite kurallarını anlatırken sıra yurt olayına gelmiş. Rektor demiş ki
"- Kız yurtları erkek öğrenciler için yasak bölge. Erkek yurtları da kız öğrenciler için. Yasak bölgede yakalanan kişiye ilk seferinde 20 dolar ceza kesilecek. İkinci yakalanışında 60 dolar, üçüncü yakalanışında da 180 dolar ceza kesilecek. Sorusu olan var mı?"
Arka taraftan bir erkek öğrenci sesi:
- Sezonluk bilet ne kadar?
"- Kız yurtları erkek öğrenciler için yasak bölge. Erkek yurtları da kız öğrenciler için. Yasak bölgede yakalanan kişiye ilk seferinde 20 dolar ceza kesilecek. İkinci yakalanışında 60 dolar, üçüncü yakalanışında da 180 dolar ceza kesilecek. Sorusu olan var mı?"
Arka taraftan bir erkek öğrenci sesi:
- Sezonluk bilet ne kadar?
Enayi
Enayi Bir araştırmacı sabır ve dikkatle çalışarak iki fareye acıktıkları zaman burunları ile bir zile basmayı öğretti. Üç gün sonra bu farelerden biri diğerine şöyle diyordu: "Enayiyi amma alıştırdık yahu... Her zile basışımızda peynir veriyor"
Kaplumbağa
Ücra bir köyün ilkokuluna mufettiş geleceği haberi alınır. Bunu duyan tek sınıflı ilkokulun tek öğretmeni panikler çünkü çocuklar 2. sınıfta olmalarına rağmen çok zor okumaktadırlar. Öğretmen mufettişin geleceği gün sınıfta ufak bir konuşma yapar:
"Bakın çocuklar bugün okulumuza müfettiş gelecek. Muhtemelen de tahtaya birşeyler yazıp okumanızı isteyecek. Müfettiş tahtaya birşey yazmaya başlarsa hemen bana bakın ben size ne yazdığını anlatırım, siz de okumuş gibi yapıp söylersiniz."
Çocukların aklına yatmış bu tabii. Müfettiş gelmiş, kısa hoşbeşten sonra öğretmen çocuklardan birine "Kalk bakalım" demiş "Su tahtaya yazdığımı oku" ve başlamış kocaman harflerle "kaplumbağa" yazmaya. Bunu gören öğretmen müfettişe çaktırmadan çocuğa bir güzel anlatmış ne olduğunu tahtadakinin.
Müfettiş: "Oku bakalım oğlum ne yazıyor?"
Öğrenci: "Tos-ba-ğa"
"Bakın çocuklar bugün okulumuza müfettiş gelecek. Muhtemelen de tahtaya birşeyler yazıp okumanızı isteyecek. Müfettiş tahtaya birşey yazmaya başlarsa hemen bana bakın ben size ne yazdığını anlatırım, siz de okumuş gibi yapıp söylersiniz."
Çocukların aklına yatmış bu tabii. Müfettiş gelmiş, kısa hoşbeşten sonra öğretmen çocuklardan birine "Kalk bakalım" demiş "Su tahtaya yazdığımı oku" ve başlamış kocaman harflerle "kaplumbağa" yazmaya. Bunu gören öğretmen müfettişe çaktırmadan çocuğa bir güzel anlatmış ne olduğunu tahtadakinin.
Müfettiş: "Oku bakalım oğlum ne yazıyor?"
Öğrenci: "Tos-ba-ğa"
Ekmek ve Ördek
Ördek bara girer ve barmen'e:
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok dedik ya
- ekmek var mı
- eğer bir daha sorarsan seni duvara çivilerim
- çivi var mı
- yok
- ekmek var mı
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok dedik ya
- ekmek var mı
- eğer bir daha sorarsan seni duvara çivilerim
- çivi var mı
- yok
- ekmek var mı
Safari
Bir Amerikali ile Japon safari'ye çıkmışlar. Her ikisi de son teknolojik silahlarıda birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş....
Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış. Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş :
-Ne o, aslandan hizlı mı koşacaksın ?
-Yoo, senden hızlı koşsam yeter.
Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış. Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş :
-Ne o, aslandan hizlı mı koşacaksın ?
-Yoo, senden hızlı koşsam yeter.
Ceset Parası
II. Dünya Savaşı sırasında Rus orduları geri çeliyorlar. Ve Rus generali durumu kurtarmak için askerleri teşvik etmeye karar vermiş. Her getirilen ölu Nazi için 10 ruble vaad etmiş. Askerler saldırdılar. Çatışmadan sonra kimi 1 kimi 3 ceset getiriyorlar ve paralarını anında alıyorlar. Birara bir Yahudi asker bir vagon sürükleyerek getirdi. Vagonun kapısını açtı, içerisi ceset doluydu. General bunu görünce şaşırdı ve askeri kenara çekerek şöyle dedi :
-Asker, anlarsın ya bütçemiz zayıf, haydi ben sana 7.50 ruble ceset başı veriyim.
Asker : -Olmaz, dedi, Zaten bana geliş fiyatı 8.30 ruble
-Asker, anlarsın ya bütçemiz zayıf, haydi ben sana 7.50 ruble ceset başı veriyim.
Asker : -Olmaz, dedi, Zaten bana geliş fiyatı 8.30 ruble
Kedi Sütü İç
Çocuk peltekmiş. Öğretmeni tahtaya kaldırmış ve tahtadaki "kedi sütü iç" yazısını okumasını istemiş. Çocuk "tedi tütü it" demiş. Öğretmen bağırmış ve doğru söyle demiş. Çocuk yine "tedi tütü it" demiş. Öğretmen acaip sinirlenmiş ve çocuğu dövmüş ve "doğru oku dedim sana şunu" demiş. Çocuğun artık canına tak etmiş ve "**atını **timin tediti ittene tu tütü" demiş.
İddia
51. piyade alayında yuzbaşı jack diye bir subay varmış. Bu alayda bütün herkes bu yzb'dan illallah demiş. Çünkü her girdiği iddiayı kazanıyormuş. Alay komutanı sonunda dayanamayıp yzb. jackin tayini ni çıkarmayı başarmış. Ve bizim yzb. 61. piyade alayına tayini çıkmış. 51. piyade alay komutanı, 61. piyade alay komutanına telefon ederek yüzbaşı için 'aman bu adama dikkat edin sakın kimseyle iddiaya girmesin. Aka kara der iddiayi yinede kazanır' diye uyarıda bulunmuş.
61. piyade alay komutanı olurmu canım öyle şey diyip telefonu kapatmış. Neyse bizim yzb. 61. piyade alayına gelmiş ve alay komutanın karşına geçerek komutanım ben geldim' demiş. Alay komutanı:
- Sen misin şu meşhur yzb. jack derken, yzb. alay komutanına
- a a komutanım beni hatırladınız mı, demiş
- hayır hatırlamadım
- olurmu komutanım vietnam savaşında beraber mevzide idik siz o zaman yarbaydınız bende daha teğmendim.
- yok canım ben o savaşa katılmadım
- aa komutanım ben adım gibi hatırlıyorum sizin kıçınıza şaraplen parçası gelmişti. Kesin onun yara izide kalmıştır.
- olurmu canım sen manyakmısın ben ne o savaşa katıldım ne de kıçımda şaraplen yarası var.
- komutanım 100$ iddiasina girerim ki sizin kıçınızda şaraplen yarası var demiş ve 100$ iddiasına girilmiş. Alay komutanı indirmiş pantalonu ve yaranın olmadığını göstermiş. yzb:
- ah komutanım çok özür dilerim. yanılmışım buyurun 100$ ınızı demış ve 100$ i vermiş.
61. piyade alay komutanı sevine sevine 51. piyade alay komutanını telefonla arayarak
- he he bu muydu her iddiayı kazanan adam.
- ne oldu ki
- iddiaya girdim ve kazandım
- sakin ona kıçımı gösterdim deme!
- nereden anladın kıçımı gösterdiğimi
- ulan senin allah belanı versin allah seni kahretsin o adam senin kıçını görmek için bütün alayla iddiaya girmişti.
61. piyade alay komutanı olurmu canım öyle şey diyip telefonu kapatmış. Neyse bizim yzb. 61. piyade alayına gelmiş ve alay komutanın karşına geçerek komutanım ben geldim' demiş. Alay komutanı:
- Sen misin şu meşhur yzb. jack derken, yzb. alay komutanına
- a a komutanım beni hatırladınız mı, demiş
- hayır hatırlamadım
- olurmu komutanım vietnam savaşında beraber mevzide idik siz o zaman yarbaydınız bende daha teğmendim.
- yok canım ben o savaşa katılmadım
- aa komutanım ben adım gibi hatırlıyorum sizin kıçınıza şaraplen parçası gelmişti. Kesin onun yara izide kalmıştır.
- olurmu canım sen manyakmısın ben ne o savaşa katıldım ne de kıçımda şaraplen yarası var.
- komutanım 100$ iddiasina girerim ki sizin kıçınızda şaraplen yarası var demiş ve 100$ iddiasına girilmiş. Alay komutanı indirmiş pantalonu ve yaranın olmadığını göstermiş. yzb:
- ah komutanım çok özür dilerim. yanılmışım buyurun 100$ ınızı demış ve 100$ i vermiş.
61. piyade alay komutanı sevine sevine 51. piyade alay komutanını telefonla arayarak
- he he bu muydu her iddiayı kazanan adam.
- ne oldu ki
- iddiaya girdim ve kazandım
- sakin ona kıçımı gösterdim deme!
- nereden anladın kıçımı gösterdiğimi
- ulan senin allah belanı versin allah seni kahretsin o adam senin kıçını görmek için bütün alayla iddiaya girmişti.
İlk Defa
Doktor muayene saatini sonuna doğru kapıyı açıp, salonda sohbet eden bir hanımla bir bey gördü. Buyurun ikiniz de dedi. İkisi de muayene odasına girdiler, doktor:
-Soyunun, dedi.
Adam soyunmaya başladı, biraz tereddütten sonra kadın da kızara bozara ve sinirlenerek soyundu. Soyunmaları bittikten sonra doktor adama:
-Bayan hep böyle sinirli midir?
-Vallahi bilmem... Ben de ilk defa görüyorum kendisini.
-Soyunun, dedi.
Adam soyunmaya başladı, biraz tereddütten sonra kadın da kızara bozara ve sinirlenerek soyundu. Soyunmaları bittikten sonra doktor adama:
-Bayan hep böyle sinirli midir?
-Vallahi bilmem... Ben de ilk defa görüyorum kendisini.
Denize Girmek Yasak
Bir grup İngiliz, Amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmış. Birden şiddetli bir fırtına kopmuş. Geminin batacağını anlayan kaptan hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş. Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş. Bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan hemen bir tayfasını çağırmış. "Git bir de sen dene onları gemiden atlamaya ikna etmeyi" demiş. Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş. Kaptan merakla sormuş:
-Eee, noldu?
-Hepsi atladılar efendim.
Kaptan çok şaşırmış:
-Nasıl olur, daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne dedin onlara?
-Çok kolay. İngilizlere "Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalılar" dedim.
Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı olduğunu söyledim.
-Peki ya Türklere ne dedin?
-Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.
-Eee, noldu?
-Hepsi atladılar efendim.
Kaptan çok şaşırmış:
-Nasıl olur, daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne dedin onlara?
-Çok kolay. İngilizlere "Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalılar" dedim.
Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı olduğunu söyledim.
-Peki ya Türklere ne dedin?
-Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.
Oscar
Atlas Okyanusu'nda giden geminin kaptanı gemide olan bütün herkesi güverteye çağırmış. Herkes gelince
-Size bir iyi bir kötü haberim var.
Önce hangisini söyliyeyim.
Herkes: "İyi" demiş.
-13 dalda oscar kazanacağız.
-Size bir iyi bir kötü haberim var.
Önce hangisini söyliyeyim.
Herkes: "İyi" demiş.
-13 dalda oscar kazanacağız.
Eşek Borsası
Köylünün biri eşşeğini satmaya karar vermiş.50 milyon fiyat biçmiş. Herkes itiraz etmiş bu yüksek fiyata. Derken başka bir köylü razı olmuş ve satın almış. Satan köylünün akşam gözüne uyku girmemiş, demek ki var bir hikmeti de eşşeği satın aldı demiş. Ertesi sabah sattığı kişiye gidip 75 milyon teklif etmiş. Tekrar satın aldığı eşşek bu sefer diğer köylüyü rahatsız etmiş. Sabahı sabah edip ilk sahibine 125 milyon verip tekrar almış. Bu böyle devam etmiş.
-Birgün meydanda müthiş bir kalabalık bağıra bağıra bir eşşeğin etrafında toplanmışlar. Bir yabancının dikkatini çekmiş ve eşşeğin fiyatını sormuş; 995 milyon cevabını alınca: Olur mu be! En fazla 20 milyon eder demiş. Bir Köylü hemen itiraz etmiş:
-Abi sen ne diyorsun!Var ya bu eşşek 1 Milyar direncini geçti mi 1.5 Milyara kadar yolu var...
-Birgün meydanda müthiş bir kalabalık bağıra bağıra bir eşşeğin etrafında toplanmışlar. Bir yabancının dikkatini çekmiş ve eşşeğin fiyatını sormuş; 995 milyon cevabını alınca: Olur mu be! En fazla 20 milyon eder demiş. Bir Köylü hemen itiraz etmiş:
-Abi sen ne diyorsun!Var ya bu eşşek 1 Milyar direncini geçti mi 1.5 Milyara kadar yolu var...
Yolunacak Kaz
Çok soguk bir kis gunu padisah, tebdil'i kiyafet gezmeye karar vermis.Yanina basvezirini alip yola cikmis. Bir dere kenarinda calisan yasli bir adam gormusler.. Adam elindeki derileri suya sokup, doverek tabakliyormus. Padisah, ihtiyari selamlamis.
" Selamunaleykum ey pir'i fani..."
" Aleykumselam ey serdar'i cihan..." Padisah sormus.
" Altilarda ne yaptin ?"
" Altiya alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor..." Padisah gene sormus.
" Geceleri kalkmadin mi ?"
" Kalktik...Lakin, ellere yaradi..." Padisah gulmus.
" Bir kaz gondersem yolar misin ?"
" Hem de ciyaklatmadan..." Padisahla basvezir adamin yanindan ayrilip yola koyulmuslar. Padisah basvezire donmus.
" Ne konustugumuzu anladin mi ?"
" Hayir padisahim..." Padisah sinirlenmis.
" Bu aksama kadar ne konustugumuzu anlamazsan kelle ni alirim." Korkuya kapilan basvezir, padisahi saraya biraktiktan sonra telasla dere kenarina donmus. Bakmis adam hala orada calisiyor..
" Ne konustunuz siz padisahla..." Adam, basveziri soyle bir suzmus.
" Kusura bakma. Bedava soyleyemem. Ver bir yuz altin soyleyeyim.." Basvezir, yuz altin vermis.
" Sen padisahi, serdar'i cihan, diye selamladin. Nereden anladin padisah oldugunu.."
" Ben dericiyim. Onun sirtindaki kurku padisahtan baskasi giyemezdi.." Vezir kafasini kasimis.
" Peki, altilara alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor ne demek..." Adam, bu soruya cevap vermek icin de bir yuz altin daha almis.
" Padisah, alti aylik yaz doneminde calismadin mi ki, kis gunu calisiyorsun, diye sordu. Ben de, yalnizca alti ay yaz degil, alti ay da kis calismazsak, yemek bulamiyoruz dedim." Vezir bir soru daha sormus...
" Geceleri kalkmadin mi ne demek ?" Adam bir yuz altin daha almis. " Cocuklarin yok mu diye sordu..Var, ama hepsi kiz. Evlendiler, baskasina yaradilar, dedim..." Vezir gene kafasini sallamis.
" Bir de kaz gonderirsem dedi, o ne demek..." Adam gulmus.
" Onu da sen bul..."
" Selamunaleykum ey pir'i fani..."
" Aleykumselam ey serdar'i cihan..." Padisah sormus.
" Altilarda ne yaptin ?"
" Altiya alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor..." Padisah gene sormus.
" Geceleri kalkmadin mi ?"
" Kalktik...Lakin, ellere yaradi..." Padisah gulmus.
" Bir kaz gondersem yolar misin ?"
" Hem de ciyaklatmadan..." Padisahla basvezir adamin yanindan ayrilip yola koyulmuslar. Padisah basvezire donmus.
" Ne konustugumuzu anladin mi ?"
" Hayir padisahim..." Padisah sinirlenmis.
" Bu aksama kadar ne konustugumuzu anlamazsan kelle ni alirim." Korkuya kapilan basvezir, padisahi saraya biraktiktan sonra telasla dere kenarina donmus. Bakmis adam hala orada calisiyor..
" Ne konustunuz siz padisahla..." Adam, basveziri soyle bir suzmus.
" Kusura bakma. Bedava soyleyemem. Ver bir yuz altin soyleyeyim.." Basvezir, yuz altin vermis.
" Sen padisahi, serdar'i cihan, diye selamladin. Nereden anladin padisah oldugunu.."
" Ben dericiyim. Onun sirtindaki kurku padisahtan baskasi giyemezdi.." Vezir kafasini kasimis.
" Peki, altilara alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor ne demek..." Adam, bu soruya cevap vermek icin de bir yuz altin daha almis.
" Padisah, alti aylik yaz doneminde calismadin mi ki, kis gunu calisiyorsun, diye sordu. Ben de, yalnizca alti ay yaz degil, alti ay da kis calismazsak, yemek bulamiyoruz dedim." Vezir bir soru daha sormus...
" Geceleri kalkmadin mi ne demek ?" Adam bir yuz altin daha almis. " Cocuklarin yok mu diye sordu..Var, ama hepsi kiz. Evlendiler, baskasina yaradilar, dedim..." Vezir gene kafasini sallamis.
" Bir de kaz gonderirsem dedi, o ne demek..." Adam gulmus.
" Onu da sen bul..."
Meraklı Deve
Genç deve annesine sormuş
-"Anne niye bizim ayaklarımız bu kadar büyük?"
Anne cevap vermiş:
-"Çölde kuma batmamak için."
Genç deve tekrar sormuş:
-"Peki kipiklerimiz niye bu kadar gür.
Anne tekrar cevap vermiş:
-"Çölde kum fırtınalarında kum kaçmasın diye."
Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş:
-"Bizim niye hörgüçlerimiz var."
Anne deve sabırla yanıtlamış :
-"Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolarız."
Sonunda dayanamayan genç deve sormuş :
-"Peki bizim bu hayvanat bahçesinde ne işimiz var?"
-"Anne niye bizim ayaklarımız bu kadar büyük?"
Anne cevap vermiş:
-"Çölde kuma batmamak için."
Genç deve tekrar sormuş:
-"Peki kipiklerimiz niye bu kadar gür.
Anne tekrar cevap vermiş:
-"Çölde kum fırtınalarında kum kaçmasın diye."
Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş:
-"Bizim niye hörgüçlerimiz var."
Anne deve sabırla yanıtlamış :
-"Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolarız."
Sonunda dayanamayan genç deve sormuş :
-"Peki bizim bu hayvanat bahçesinde ne işimiz var?"
İddia
Nasreddin Hoca, bir gün eşeğiyle odun getirir. Hava da cok sıcak olduğundan hem kendisi hem eseği kan ter içinde kalırlar. Hoca odunları indirir, yerleştirir. Karısına:
- Hatun, eşek cok yoruldu, onu bir yemleyiver, diye seslenir.
Karısıda o gün yorgun olduğundan:
- Efendi, benim işim var, sen yemleyiver, der.
Hoca sıcaktan iyice bunalmış vaziyette kendini minderin üzerine atar.
- Olmaz! Hiç halim yok, veremem, sen ver der.
Eşeğin yemini sen vereceksin ben vereceğim derken iş kızışır. Epeyce tartışırlar. En sonunda Hoca:
- Pekala! Öyleyse aramızda bahse tutuşalım. Kim önce konuşursa eşeğe o yem versin. Anlaştık mı? der.
Karısı teklifi kabul eder. İkisi de birer köşeye çekilirler. Az sonra kadın, el işini alarak komşuya gider. Hoca birşey diyemez. Aradan biraz zaman geçer. Eve bir hırsız girer. Hoca'yı görünce kaçacak olur. Ama Hoca'dan hiç ses ve tepki gelmediğini anlayınca kaçmaktan vazgeçer. Ortalıkta ne var ne yoksa koca bir çuvala doldurur. Hoca'nın gözleri önünde çuvalı yüklenerek evden çıkar. Karısı epey zaman sonra eve girip evin halini görür. Eşyaların yerinde yeller esmektedir. Telaşla:
- Bu ne hal? Efendi! diye çiğlik atar.
Hoca yattığı yerden doğrularak:
- Haydi bakalım Hatun, bahsi kaybettin. Eşeğin yemini sen vereceksin! der.
- Hatun, eşek cok yoruldu, onu bir yemleyiver, diye seslenir.
Karısıda o gün yorgun olduğundan:
- Efendi, benim işim var, sen yemleyiver, der.
Hoca sıcaktan iyice bunalmış vaziyette kendini minderin üzerine atar.
- Olmaz! Hiç halim yok, veremem, sen ver der.
Eşeğin yemini sen vereceksin ben vereceğim derken iş kızışır. Epeyce tartışırlar. En sonunda Hoca:
- Pekala! Öyleyse aramızda bahse tutuşalım. Kim önce konuşursa eşeğe o yem versin. Anlaştık mı? der.
Karısı teklifi kabul eder. İkisi de birer köşeye çekilirler. Az sonra kadın, el işini alarak komşuya gider. Hoca birşey diyemez. Aradan biraz zaman geçer. Eve bir hırsız girer. Hoca'yı görünce kaçacak olur. Ama Hoca'dan hiç ses ve tepki gelmediğini anlayınca kaçmaktan vazgeçer. Ortalıkta ne var ne yoksa koca bir çuvala doldurur. Hoca'nın gözleri önünde çuvalı yüklenerek evden çıkar. Karısı epey zaman sonra eve girip evin halini görür. Eşyaların yerinde yeller esmektedir. Telaşla:
- Bu ne hal? Efendi! diye çiğlik atar.
Hoca yattığı yerden doğrularak:
- Haydi bakalım Hatun, bahsi kaybettin. Eşeğin yemini sen vereceksin! der.
Alış-Veriş
Eski İstanbul'da bir yaptığı veresiye alış verişlerde pek borcunu ödemeyen bir memur varmış. Bir gün bir alışverişteyken çarşıyı denetleyen belediye başkanı adı Mehmet olan bu adama da hal hatır sormuş:
- Ooo Mehmet Efendi nasılsın?
- İyi alış veriş yapıyorum. Bu cevap üzerine ağzı Mehmet Efendi'den yanan dükkan sahibi hemen atılmış:
-Vallahi efendim şu ana kadar yalnızca aldı. Çok şükür daha bir şey verdiğini pek görmedik.
- Ooo Mehmet Efendi nasılsın?
- İyi alış veriş yapıyorum. Bu cevap üzerine ağzı Mehmet Efendi'den yanan dükkan sahibi hemen atılmış:
-Vallahi efendim şu ana kadar yalnızca aldı. Çok şükür daha bir şey verdiğini pek görmedik.
Masum Şeytan
Bir gün şeytan büyük bahçeli koskoca bir malikaneye girmiş. Merdivenleri çıkmış. Bir kuzu görmüş. Kuzunun boynunda bir ip varmış. Şeytan ipi çıkarmadan sadece biraz gevşetmiş. Kuzu malikenenin önünde bulunan aynayı görmüş. Şaşırınca bir hamle yapıp aynayı kırmış. Çıkan gürültüye evin hizmetçisi gelmiş. Sen naaptın? ben şimdi burayı nasıl temizliycem. Evin beyi bunu duyunca kesin beni kovar demiş ve kuzuya bir tekme atmış. Kuzu merdivenlerden düşünce ip yetmemiş ve kuzunun boynunu kesip onu öldürmüş. Bu sırada evin uşağı gelmiş. Neler olduğunu sormuş. Kadın anlatınca bunu nasıl yaparsın. Bey şimdi ikimizi de kovucak. O kuzu onun için çok değerliydi demiş. Ve hafifçe kadını itmiş. Kadın dengesini kaybetmiş ve merdivenlerden düşüp boynunu kırmış. Sesi duyunca evin hanımı gelmiş. Olanları öğrenince sinirlenmiş. Tam uşağı dövmek için uşağa yaklaşırken uşak lütfen beni bağışlayın ve beni kovmayın diyerek diz çökmüş. Uşağın üstüne hızla gelen kadın ise ona çarpıp merdivenlerden yuvarlanmış ve ölmüş. Evin beyi gelip de olanları dinleyince belinden silah çekip uşağı vurmuş. Sonra kendi kendine eyvah ben ne yaptım? bir kuzu, aynanın kırılması ve sevmediğim karım için elimi kana bulamaya, katil olmaya değermiydi? demiş ve silahı çekip bir kurşunda kendine sıkmış. Bütün bu olanları bir kenardan izleyen şeytansa sırıtarak "Ben hiç bişey yapmadım ki. Sadece acıyarak kuzunun boynundaki ipi gevşettim, o kadar..." demiş...
Bizi de Uyandırır mısınız ?
Adam otele gelip resepsiyona kaydını yaptırırken görevli sordu :
- Sabah sizi kaçta uyandırmamızı istersiniz? Adam başını salladı :
- Hiç gereği yok. Ben her sabah saat beşte kendim uyanırım. Resepsiyonda ki görevlinin yüzü güldü :
- Aman ne iyi. Lütfen uyandığınız zaman bizi de uyandırır mısınız?..
- Sabah sizi kaçta uyandırmamızı istersiniz? Adam başını salladı :
- Hiç gereği yok. Ben her sabah saat beşte kendim uyanırım. Resepsiyonda ki görevlinin yüzü güldü :
- Aman ne iyi. Lütfen uyandığınız zaman bizi de uyandırır mısınız?..
Müsrif
Salamon be! Benim hanım çok müsrif, para yetişmiyor. İnanamazsın, Pazar günü benden 200 frank istedi, Pazartesi 300, Salı 400, Çarşamba 500, Perşembe 800, dün de 1000 frank!..
- Acıdım sana be Mison. Nereye harcıyor bu kadar parayı?
- Ne bileyim ben, verdiğim yok ki...
- Acıdım sana be Mison. Nereye harcıyor bu kadar parayı?
- Ne bileyim ben, verdiğim yok ki...
Cennet-Cehennem Maçı
Bir devrin tüm en klas futbolcuları cennette toplanmışlar. Cennetin baş meleğide futbola çok meraklıymış. Şeytanı çağırtmış ve :
-Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?
-Bosuna oynamayalım, biz kazanırız, demiş şeytan.
-Olur mu en iyi futbolcular bizde. Ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde. Şeytan şeytanca gülümsemis ve :
-Ama bütün hakemler de bizde.
-Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?
-Bosuna oynamayalım, biz kazanırız, demiş şeytan.
-Olur mu en iyi futbolcular bizde. Ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde. Şeytan şeytanca gülümsemis ve :
-Ama bütün hakemler de bizde.
Mezarlık
İki kişi arkadaşı konuşuyorlarmış :
- Nasıl, iş bulabildin mi ?
- Elbette, altımda 1500 kişi çalışıyor.
- Vay canına ! Ne işi bu ?
- Mezarlık bekçisiyim.
- Nasıl, iş bulabildin mi ?
- Elbette, altımda 1500 kişi çalışıyor.
- Vay canına ! Ne işi bu ?
- Mezarlık bekçisiyim.
Güvenilmez
Adamın biri gazetedeki iş ilanı üzerine gelmiş ve sırası gelince görüşmeye girmiş.
İş ilanında üniversite mezunu, iyi fransızca konuşan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandığı yazıyormuş.
- Hoşgeldiniz, hemen başlayalım. Hangi üniversite mezunusunuz?
- Üniversite mezunu değilim.
- Öyle mi? O zaman yabancı dilinize güveniyor olmalısınız.
- Yabancı dil bilmem.
- Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz.
- Pazarlama konusundan anlamam.
- O zaman niye geldiniz canım kardeşim ?
- Bu işte bana güvenmeyin. Onu demeye geldim.
İş ilanında üniversite mezunu, iyi fransızca konuşan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandığı yazıyormuş.
- Hoşgeldiniz, hemen başlayalım. Hangi üniversite mezunusunuz?
- Üniversite mezunu değilim.
- Öyle mi? O zaman yabancı dilinize güveniyor olmalısınız.
- Yabancı dil bilmem.
- Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz.
- Pazarlama konusundan anlamam.
- O zaman niye geldiniz canım kardeşim ?
- Bu işte bana güvenmeyin. Onu demeye geldim.
Sinekler
Dokuz yaşındaki oğlan elinde raket, gözünü pencere camına konmuş çiftleşmekte olan sineklere dikmis..
- "Anneee!!" diye cağırmış.. "Sineklerin erkeği olur mu?"
Anne bu masum sorudan kuskulanmadığı için "Olur yavrum.." cevabını verince, oğlan sorusunu ikilemiş
- "Peki sineğin dişisi olur mu?"
Kadın o zaman soruların çetrefilli bir yere gideceğini sezip, yan çizmiş
- "Olmaz evladım.."
Oğlan aradığı cevapları alınca elindeki raketi hırsla sineklerin üzerine yapıştırmış.
"**neler!"
- "Anneee!!" diye cağırmış.. "Sineklerin erkeği olur mu?"
Anne bu masum sorudan kuskulanmadığı için "Olur yavrum.." cevabını verince, oğlan sorusunu ikilemiş
- "Peki sineğin dişisi olur mu?"
Kadın o zaman soruların çetrefilli bir yere gideceğini sezip, yan çizmiş
- "Olmaz evladım.."
Oğlan aradığı cevapları alınca elindeki raketi hırsla sineklerin üzerine yapıştırmış.
"**neler!"
Topun Hacmi
Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir mühendise bir kırmızı top verip bunun hacmini nasıl bulacaklarını sormuşlar. Matematikçi, bir mezura ile etrafını ölçüp formülle yarıçapını hesapladıktan sonra diğer bir formülle yarıçapından hacmini bulacağını söylemiş. Fizikçi ise topu suya batırıp yer değiştiren suyun hacmini ölçerek topun hacmini bulabileceğini söylemiş. Top son olarak mühendisin eline verilmiş, mühendis topu şöyle biraz çevirip bakmış ve sonra: "Bana kırmızı toplar kataloğunu bulun"
Renk İnsanı Değiştirir
Amerika'da bir fuar açılmıştı. Fuarda zencileri beyaza dönüştüren bir makine tanıtılıyordu. Denemek 10 dolardı. iki zenci fuarı gezerken bu makineyi gördüler ve denemeye karar verdiler. Birinin 11 doları diğerinin ise 9 doları vardı. 9 doları olan arkadaşına dönüp
-Sen 1 dolarını bana ver. Gidip birlikte beyaz olalım. dedi. Arkadaşı ise :
-Dur! Önce ben gireyim, deneyeyim. Eğer memnun kalırsam sana 1 dolarımı veririm. Sen de beyaz olursun. dedi.
Anlaştılar. Zenci gidip makineye girdi ve bir süre sonra beyaz olarak çıktı. Dışarıda kalan zenci duruma çok sevinmiş olarak arkadaşının yanına gidip :
-Hadi dedi. 1 doları ver ben de beyaz olayım.
-Hadi oradan pis zenci!
-Sen 1 dolarını bana ver. Gidip birlikte beyaz olalım. dedi. Arkadaşı ise :
-Dur! Önce ben gireyim, deneyeyim. Eğer memnun kalırsam sana 1 dolarımı veririm. Sen de beyaz olursun. dedi.
Anlaştılar. Zenci gidip makineye girdi ve bir süre sonra beyaz olarak çıktı. Dışarıda kalan zenci duruma çok sevinmiş olarak arkadaşının yanına gidip :
-Hadi dedi. 1 doları ver ben de beyaz olayım.
-Hadi oradan pis zenci!
Kolkola
Hayvanat bahçesinde iki ahtapot kollarını birbirine sarmış dolaşıyorlardı.Erkek ahtapot eğildi hafif bir sesle dişi ahtapotun kulağına fısıldadı:
-Ne güzel bir gece değil mi sevgilim?...Mehtap,yıldızlar,sen,ben...Ve bu güzel gecede seninle ikimiz böyle kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola dolaşıyoruz...
-Ne güzel bir gece değil mi sevgilim?...Mehtap,yıldızlar,sen,ben...Ve bu güzel gecede seninle ikimiz böyle kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola dolaşıyoruz...
Ağanın Ayrıcalığı
Irgat koşa koşa ağasının yanına gelir;
-Ağam akşam rüyamda seni gördüm
-Hayırdır len nasıl gördün?
-İkimizde aynı uçakta seyahat ediyorduk.
-Eeee
-Sonra uçak arıza yaptı ve düştü.
-Hayırdır inşallah,ne oldu sonra?
-Ben **k çukuruna, sen de bal çukuruna düştün.
-Olacak di mi o kadar fark. Ağalığım rüyada bile belli olmuş.
-Sonra birbirimizi yalaya yalaya temizledik.
-Ağam akşam rüyamda seni gördüm
-Hayırdır len nasıl gördün?
-İkimizde aynı uçakta seyahat ediyorduk.
-Eeee
-Sonra uçak arıza yaptı ve düştü.
-Hayırdır inşallah,ne oldu sonra?
-Ben **k çukuruna, sen de bal çukuruna düştün.
-Olacak di mi o kadar fark. Ağalığım rüyada bile belli olmuş.
-Sonra birbirimizi yalaya yalaya temizledik.
Borsacı
Kurt borsacı genç borsacıyı yanına almış, işin inceliklerini anlatıyor. Bütün önemli konular gibi, bu konu da parkta yürüyüş yaparken konuşuluyor.
Yaşlı kurt anlatıyor:
- Durumu değerlendirirken, kafanda ne kadar risk karşısında ne kazanıyorum hesaplarını İyi yapacaksın... Mesela bak şuraya bir köpek pislemiş, normalde iğrenç ama sana "parmağını değdir ve yala, karşılığında bir milyar veririm" dediğimde bir fırsat şekline dönüşür değil mi?
- Elbette.
- Haydi bakalım, bir milyar veriyorum parmağını değdir ve yala.
Genç denileni yapar, ihtiyar kurtun anında saydığı bir milyarı cebe atar, yürüyüş devam eder.
- Peki ben size bir milyarınızı geri almanız için şu köpek pisliğine parmağınızı değdirip yalamanızı söylesem...
Yaşlı kurt hemen yapar ve bir milyarı geri alır.
Yan yana yürümeye devam ederler...
Genç: - Ceplerimizdeki para aynı, ikimizin de ağzında köpek pisliği tadı var. Ne fark etti?
Yaşlı kurt: - Öyle deme; iki milyarlık işlem hacmi yarattık!
Yaşlı kurt anlatıyor:
- Durumu değerlendirirken, kafanda ne kadar risk karşısında ne kazanıyorum hesaplarını İyi yapacaksın... Mesela bak şuraya bir köpek pislemiş, normalde iğrenç ama sana "parmağını değdir ve yala, karşılığında bir milyar veririm" dediğimde bir fırsat şekline dönüşür değil mi?
- Elbette.
- Haydi bakalım, bir milyar veriyorum parmağını değdir ve yala.
Genç denileni yapar, ihtiyar kurtun anında saydığı bir milyarı cebe atar, yürüyüş devam eder.
- Peki ben size bir milyarınızı geri almanız için şu köpek pisliğine parmağınızı değdirip yalamanızı söylesem...
Yaşlı kurt hemen yapar ve bir milyarı geri alır.
Yan yana yürümeye devam ederler...
Genç: - Ceplerimizdeki para aynı, ikimizin de ağzında köpek pisliği tadı var. Ne fark etti?
Yaşlı kurt: - Öyle deme; iki milyarlık işlem hacmi yarattık!
Kaplumbağalar
Dort kaplumbaga piknige cikmaya karar veriyorlar. Erzaklari hazirlayip yola koyuluyorlar. Bir yil, iki yil, bes, on yil derken 30 yil sonra piknik yerine variyorlar. Hemen erzaklari cikariyorlar, gazozlar, yiyecekler, hersey ortaya cikiyor.
Gazozlar da sise gazoz. Ve acacak YOK! Tek cozum, birinin eve gidip acacagi alip getirmesi. Dogal olarak en genc kaplumbagayi seciyorlar. Genc eleman:
- "Giderim, ama bir sartim var." der ve ekler.
- "Buradaki yiyeceklerin hicbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak." Digerleri de bunu kabul eder. Elemanimiz yola cikar. Aradan bir, iki, on, yirmi yil gecer. Bu arada yasli kaplumbagalardan birisi fenalasir, ölmek uzeredir. Arkadaslari ne yapsa faydasiz. Kaplumbaga'nin son dilegi olup olmadigini sorarlar. O da:
- "Gerci genc kaplumbagaya soz verdik ama, suradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?" der. Digerleri de kiramaz ve:
- "Elbette!" diyerek, sarmalardan birini verirler.
Tam agzina atacagi sirada genc kaplumbaga calilarin arasindan firlar ve:
- "Gitmiyorum iste, gitmiyorum!"
Gazozlar da sise gazoz. Ve acacak YOK! Tek cozum, birinin eve gidip acacagi alip getirmesi. Dogal olarak en genc kaplumbagayi seciyorlar. Genc eleman:
- "Giderim, ama bir sartim var." der ve ekler.
- "Buradaki yiyeceklerin hicbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak." Digerleri de bunu kabul eder. Elemanimiz yola cikar. Aradan bir, iki, on, yirmi yil gecer. Bu arada yasli kaplumbagalardan birisi fenalasir, ölmek uzeredir. Arkadaslari ne yapsa faydasiz. Kaplumbaga'nin son dilegi olup olmadigini sorarlar. O da:
- "Gerci genc kaplumbagaya soz verdik ama, suradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?" der. Digerleri de kiramaz ve:
- "Elbette!" diyerek, sarmalardan birini verirler.
Tam agzina atacagi sirada genc kaplumbaga calilarin arasindan firlar ve:
- "Gitmiyorum iste, gitmiyorum!"
Mor Göz
TEMEL DURSUN İNGİLİZ bir otele gitmişler herkes bir oda almış.İNGİLİZ uyurken bir ses duymuş.Ben mor gözüm.İngiliz korkudan aşağı atlamış.Dursunada aynışey olmuş.Fakat bizim Temel uyrken bir ses şöyle demiş.Ben mor gözüm.Temel demişki sus yoksa bensenin öteki gözünüde ben morartırım
İki İhtimal
2. Dunya Savasinda 2 yahudi almanlara esir olmustur.
Bunlardan biri digerine kendilerine ne yapacaklarini sorar.O da baslar anlatmaya "
2 ihtimal var ya bizi oldururler yada esir kampina yollarlar.
Oldururseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var ya
kursuna dizilriz ya da gaz odasinda olduruluruz.
Kursuna dizilirsek sorun yok gaz odasina gidersek
2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar yada kagit.
Sabun yaparlarsa sorun yok kagit yaparsalar 2 ihtimal var
ya gazete kagidi oluruz yada tuvalet kagidi.
Gazete kagidi olursak sorun yok tuvalet kagidi olursak iste o zaman b**u yedik".
Bunlardan biri digerine kendilerine ne yapacaklarini sorar.O da baslar anlatmaya "
2 ihtimal var ya bizi oldururler yada esir kampina yollarlar.
Oldururseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var ya
kursuna dizilriz ya da gaz odasinda olduruluruz.
Kursuna dizilirsek sorun yok gaz odasina gidersek
2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar yada kagit.
Sabun yaparlarsa sorun yok kagit yaparsalar 2 ihtimal var
ya gazete kagidi oluruz yada tuvalet kagidi.
Gazete kagidi olursak sorun yok tuvalet kagidi olursak iste o zaman b**u yedik".
Papağan
Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis.
Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis. Papazin cemaatinden bir kadininda 2 tane disi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar ahlakli,kadinin disi papaganlari da o kadar ahlaksizmis.
Eve gelen misafirlerin onunde 'erkek istiyozzz!'diye bagirirlarmis. Kadin sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis.
"Sen getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz" demis. Kadinda almis papaganlari getirmis, papazin evine daha kafese girer girmez disi papaganlaradan birisi
"hey yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde" diye sormus.
Erkek papaganlardan biri otekine donup haykırmış?:
"oglum butun dualarimiz kabul oldu lan sonunda!!!"
Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis. Papazin cemaatinden bir kadininda 2 tane disi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar ahlakli,kadinin disi papaganlari da o kadar ahlaksizmis.
Eve gelen misafirlerin onunde 'erkek istiyozzz!'diye bagirirlarmis. Kadin sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis.
"Sen getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz" demis. Kadinda almis papaganlari getirmis, papazin evine daha kafese girer girmez disi papaganlaradan birisi
"hey yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde" diye sormus.
Erkek papaganlardan biri otekine donup haykırmış?:
"oglum butun dualarimiz kabul oldu lan sonunda!!!"
Satılık Porsche
Adam gazete okurken bir ilan gormus: "50 DOLARA SATILIK
PORSCHE".Adam gozlerine inanamamis "ne bu yaaa saka mi yapiyolar"
demis,ilandaki adrese gidip ogrenmek istemis...
Evin kapisini calmis,
kapiyi bir kadin acmis, adam gazetedeki ilani gostererek "arabayi
gorebilir miyim?" demis..Kadin "tabi ki" deyip adami arabaya goturmus....
Adam bir bakmis resmen gicir gicir muhtesem bir Porsche....
"Yaw insan
boyle bir arabayi nasil 50 dolara satar, acaba bir arizasi falanmi var?"
diye dusunmus, bir test surusu yapmak istemis..Kadin ona da "tabii" demis
adam test surusunu bitirmis, araba tek kelimeyle mukemmel.... . adam
sonunda dayanamamis ve kadina sormus:
-Hanimefendi bu muhtesem
arabayi 50 dolara satmak istediginize emin misiniz..
??- Elbette
eminim...- Kusura bakmayin ama cok merak ettim neden boyle bir
arabayi bu kadar komik bir fiyata satiyorsunuz? ?
Kadin "anlatayim"
demis..." kocam dun sekreteriyle kacti... bana da su notu birakmis"
diyerek adama bir kagit uzatmis....
adam kagida bakmis soyle
yaziyor.."Karicigim biliyorum bana cok kizacaksin ama sonunda gercek
aski buldum ve onunla buradan gidiyoruz... .
hic "ben nolucam" diye dirdir
etmeye kalkma herseyi senin uzerine yaptim evi de esyalari da
istemiyorum, sadece Porsche mu sat ve parasini bana gonder."
PORSCHE".Adam gozlerine inanamamis "ne bu yaaa saka mi yapiyolar"
demis,ilandaki adrese gidip ogrenmek istemis...
Evin kapisini calmis,
kapiyi bir kadin acmis, adam gazetedeki ilani gostererek "arabayi
gorebilir miyim?" demis..Kadin "tabi ki" deyip adami arabaya goturmus....
Adam bir bakmis resmen gicir gicir muhtesem bir Porsche....
"Yaw insan
boyle bir arabayi nasil 50 dolara satar, acaba bir arizasi falanmi var?"
diye dusunmus, bir test surusu yapmak istemis..Kadin ona da "tabii" demis
adam test surusunu bitirmis, araba tek kelimeyle mukemmel.... . adam
sonunda dayanamamis ve kadina sormus:
-Hanimefendi bu muhtesem
arabayi 50 dolara satmak istediginize emin misiniz..
eminim...- Kusura bakmayin ama cok merak ettim neden boyle bir
arabayi bu kadar komik bir fiyata satiyorsunuz? ?
Kadin "anlatayim"
demis..." kocam dun sekreteriyle kacti... bana da su notu birakmis"
diyerek adama bir kagit uzatmis....
adam kagida bakmis soyle
yaziyor.."Karicigim biliyorum bana cok kizacaksin ama sonunda gercek
aski buldum ve onunla buradan gidiyoruz... .
hic "ben nolucam" diye dirdir
etmeye kalkma herseyi senin uzerine yaptim evi de esyalari da
istemiyorum, sadece Porsche mu sat ve parasini bana gonder."
Interneti Türkler Bulsaydı
Interneti Türkler Bulsaydı
- Ad Soyad girin
- Sifrenizi girin
- Ikametgah girin
- Nufus sureti girin
- Annenizin genc kIzlIk soyadInI girin
Internette gideceginiz adresi yazdiktan sonra ekrana gelen mesajlar:
- Emin misiniz?
- Ciddi misiniz?
- Bak son defa soruyorum!
- Gunah benden gitti, bagliyorum.
e-mail almak icin yapilmasi gerekli islemler:
1. Nufus Cuzdani asli ve noter tastikli fotokopisi
2.Ikametgah senedi
3.Savciliktan iyi hal kagidi
4. 6 fotograf
5.Son 3 ay icinde alinmis isme tescilli elektrik,su,dogalgaz faturasi
(odenmis olacak)
6. Erkek kullanicilarin Askerlikle iliskileri olmadigina dair tecil belgesi veya teskere belgesinin Noter tasdikli sureti.
7. 18 yasini doldurmamis kullanicilarda velilerinin yazili izin belgesi...
Not: Internet e-mail kullanim depozitosu 400$ olup aylik 50 milyon kullanim ucreti alinacaktir faturasini odemeyen abonenin e.maili kesilir.
(not: Internet isleri genel Mudurlugu, hicbir tebligat yapmadan abonenin e-mail adresini onceden haber vermeden kapatma veya degistirme hakkina sahiptir)
Baglanamama mesajlarI:
- Bu siteye giris Internet Yuksek Konseyi tarafindan yasaklanmistir.
- RTUK bu siteyi,cocuklarin zihinsel gelisimini engellediginden
dolayi bir(1) gun sure ile kapatmistir. - Aradiginiz adres Anayasa'ya aykiri bulunmustur.
- Site borcundan dolayi kapatilmistir
Baglanma mesajlari :
- Sitemizi sectiginiz icin tesekkür ederiz, sitemize girmekle artık sadece bizim sitemize geleceginize ve baska hic bir adrese gitmeyeceginize dair bir anlasmayi kabul etmis oluyorsunuz. Bu durumu kabul ediyorsaniz "Evet", etmiyorsaniz "Evet" tusuna basin. Ihtilaf halinde Istanbul Mahkemeleri gecerli olacaktir. Hata mesajlari:
- Ulasmaya calistiginiz bilgisayarin mahallesinde elektrikler kesik oldugundan baglanti kurulamiyor.
- Eksik tusa bastiniz, lutfen tekrar deneyin.
- "Q" harfine bastiniz, bu durumun bir yanlislik sonucu olduguna inaniyoruz, Bir kez daha "Q" harfine basmanız halinde bilgisayariniz takibe alinacaktir.
- Hatasiz bilgisayar olmaz.
- Kime sikayet ederseniz edin...
- Ad Soyad girin
- Sifrenizi girin
- Ikametgah girin
- Nufus sureti girin
- Annenizin genc kIzlIk soyadInI girin
Internette gideceginiz adresi yazdiktan sonra ekrana gelen mesajlar:
- Emin misiniz?
- Ciddi misiniz?
- Bak son defa soruyorum!
- Gunah benden gitti, bagliyorum.
e-mail almak icin yapilmasi gerekli islemler:
1. Nufus Cuzdani asli ve noter tastikli fotokopisi
2.Ikametgah senedi
3.Savciliktan iyi hal kagidi
4. 6 fotograf
5.Son 3 ay icinde alinmis isme tescilli elektrik,su,dogalgaz faturasi
(odenmis olacak)
6. Erkek kullanicilarin Askerlikle iliskileri olmadigina dair tecil belgesi veya teskere belgesinin Noter tasdikli sureti.
7. 18 yasini doldurmamis kullanicilarda velilerinin yazili izin belgesi...
Not: Internet e-mail kullanim depozitosu 400$ olup aylik 50 milyon kullanim ucreti alinacaktir faturasini odemeyen abonenin e.maili kesilir.
(not: Internet isleri genel Mudurlugu, hicbir tebligat yapmadan abonenin e-mail adresini onceden haber vermeden kapatma veya degistirme hakkina sahiptir)
Baglanamama mesajlarI:
- Bu siteye giris Internet Yuksek Konseyi tarafindan yasaklanmistir.
- RTUK bu siteyi,cocuklarin zihinsel gelisimini engellediginden
dolayi bir(1) gun sure ile kapatmistir. - Aradiginiz adres Anayasa'ya aykiri bulunmustur.
- Site borcundan dolayi kapatilmistir
Baglanma mesajlari :
- Sitemizi sectiginiz icin tesekkür ederiz, sitemize girmekle artık sadece bizim sitemize geleceginize ve baska hic bir adrese gitmeyeceginize dair bir anlasmayi kabul etmis oluyorsunuz. Bu durumu kabul ediyorsaniz "Evet", etmiyorsaniz "Evet" tusuna basin. Ihtilaf halinde Istanbul Mahkemeleri gecerli olacaktir. Hata mesajlari:
- Ulasmaya calistiginiz bilgisayarin mahallesinde elektrikler kesik oldugundan baglanti kurulamiyor.
- Eksik tusa bastiniz, lutfen tekrar deneyin.
- "Q" harfine bastiniz, bu durumun bir yanlislik sonucu olduguna inaniyoruz, Bir kez daha "Q" harfine basmanız halinde bilgisayariniz takibe alinacaktir.
- Hatasiz bilgisayar olmaz.
- Kime sikayet ederseniz edin...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)